baloncuklar

27 Şubat 2012

Ece Sükan Benim Bloguma Yakışan Sony VAIO'yu Seçti... Sıra Sende!

Sony, en renkli VAIO serisi için Ece Sükan'la güzel bir işe imza attı. Ünlü moda ikonu Ece Sükan, benim bloguma yakışacak olan rengi belirledi. Blogları tek tek inceleyen Ece Sükan içerik, tasarım ve duruşa göre 6 farklı rengi olan Sony VAIO içinden bana kırmızı VAIO'yu seçti.

Ayrıca Facebook üzerinde yapılmış özel bir aplikasyonla Ece Sükan profil fotoğraflarını inceliyor ve sana yakışan Sony VAIO'yu belirliyor. Sen de fotoğrafa tıklayarak Facebook üzerinden VAIO kazanma şansı yakalayabilirsin…

Bir bumads advertorial içeriğidir. sony-vaio

23 Şubat 2012

SEBZELİ HAMSİLİ EKMEK

Kırmızı gülSoğuk bir şubat sabahın da sıcacık hamsili ekmek getiriyorum sizlere.Evde'misiniz? :)
Hamsili ekmeği yılını hatırlamıyorum ilk olarak Oktay usta da görüp hazırlamıştım.Dün eşim hamsi balığı getirince birazını sürpriz bir tarif için ayırdım.Kalanını hamsili ekmek yaptım.Tarifte pazı vardı,ilk yaptığım da pazılı yapmıştım.Bu sefer evde ıspanak vardı.Eee aklıma düştü bir kere yapılacak:) Hamsili ekmeğim ıspanak sayesinde yemyeşil bir görüntüye büründü.Hemen tarifte ki pazının yanına <veya ıspanak> kelimesi de eklendi:)Normal un yerine tam tahıl unu kullandım.İşte ekmeğimizin reçetesi;

MALZEMELER:

500 gr.Ayıklanmış kılçığı çıkarılmış hamsi balığı
1 Bağ pazı veya ıspanak
1 Bağ taze soğan
1 Bağ maydanoz
1 Bağ taze nane
2 Adet pırasa veya kuru soğan
2 Adet yeşil biber
2 Adet domates
1 Çay bardağı zeytinyağ (sıvıyağ da olur)
2 Adet yumurta
2,5 Su bardağı mısır unu (250 gr.)
Yarım su bardağı un (55 gr)
Tuz

HAZIRLANIŞI:
Hamsilerin kılçığını çıkararak ayıklayın.Yıkayıp,süzgeçe alın suları iyice süzülsün.Sonra büyüklüklerine göre 3 çe veya 4 de bölerek ufak ufak doğrayın.
Tüm yeşillikleri ayıklayıp yıkayın.Sebze kurutucusun da veya havlu peçete arasında kurutarak,yeşillikleri bir kaba küçük küçük doğrayın.
Biberlerin tohumlarını çıkarıp ince ince doğrayın.Domateslerin kabuklarını soyup ufak doğrayın.
Ayrı bir kapta un,yumurta ve tuzu karıştırarak yoğurun.
Doğradığınız tüm sebzeleri ve zeytinyağını ekleyip yoğurmaya devam edin.
Sonra yağlanmış büyük boy dikdörtgen borcama dökerek 180 derece fırında kızarıncaya kadar pişirin.
Yanında bol yeşillik salatasıyla servis yapın. Hatta yerken üzerine limon sıkarak yemeyi denedim.Limon da yakıştı,deneyin derim:)
                              
Ben fırından çıkan hamsili ekmekten 3 dilim kesip resimlerken.Eşim de kalanları bakın nasıl dilimlemiş:)Eşimin sayesinde hamsili ekmeklerimiz tek lokmalık şirin ekmeciklere dönüştü.Şimdi bunları resim'lememek olmazdı değil mi? :))Hemen üzerlerine kürdan sapladım.
İşte tek lokmalık hamsili ekmeciklerim:)
                               Afiyet olsun...

Yıllardır yaptığım her şeyin resmini çekme hobim sayesinde resim arşivimden bulduğum.İlk yaptığım pazılı hamsili ekmeklerin fırına girmeden önceki ve piştikten sonra ki dilimlenmiş hali.


İyi ki ilk yaptığım da resmini çekmişim.Pazılı ve ıspanaklı olarak renk farkını da görmüş oldum.Dikkat edersek pazılı olanın rengi daha açık.Yukarıda ki resimler de ıspanakla daha yeşil bir hale büründüğünü görüyoruz.Lezzete gelince her ikisi de ayrı güzel.
Mutfakta çareler tükenmez sözüne işte örnek.Mutfağa ilk girenler bir malzeme eksik diye hazırlayacağınız şeyden vazgeçmeyin.Yerine benzer malzeme kullanabilirsiniz.

Herkese,hepimize bol lezzet ve sevgi dolu yaşamlar diliyorumKırmızı gül






19 Şubat 2012

HAVUÇLU ELMALI ÜZÜMLÜ KEK



Kırmızı gülDeğerli izleyenlerim ziyaretçilerim tüm dostlar sevgi ve selamlarımla merhabalar.
Öncelikle benim için çok çok çokkk değerli olan yorumlarınız için çok çok çokk teşekkür ediyorum.Tariflerimin okunması ve aldığım her bir yorumun beni nasıl mutlu ettiğini anlatamam. Nice yıllar sağlıkla huzurla bol paylaşımlar da bulunma dileklerimle sevgiyle kalın.
<<Emel Başdoğan'la Pasta yapımı>> Kitabından pastaya dönüştürülmüş havuçlu elmalı kuru üzümlü nefis bir tarif getirdim sizlere.Dost soframın son tarifi:) Ölçülerim kitaptaki ölçülerle uyuşmayınca ben malzemelerin bazılarını azaltarak hazırladım.Havuçlu keklere peynir kreması gerçekten yakışıyor.Bu keki ilk hazırladığımda yola gideceği için krema kullanmamıştım.Bu sefer misafirlerim için peynir kremalı hazırladım.Fakat kremalı kekin dilim resmini çekmeyi unutmuşum affola:( 

MALZEMELER;
330 gr. 3 su bardağı un.
1,5 Paket kabartma tozu
1/2 Çay kaşığı kaşığı tuz.
125 gr. Tereyağı.
225 gr. 1 su bardağı + 2 yemek kaşığı toz şeker.
3 adet yumurta.
250 gr. Yoğurt. 1 su bardağı+2 yemek kaşığı.
1 su bardağı rendelenmiş havuç.
2 büyük elma ( kabuğu soyulmuş,küçük küçük doğranmış)
1/2 su bardağı kuru üzüm.
1 su bardağı kıyılmış ceviz.
(su bardağı ölçüleri standart su bardağı)

PEYNİRLİ KREMA İÇİN;
2 Paket 400 gr. Labne peyniri
1/2 Su bardağı pudra şekeri. 50 gr.(Arzunuza göre şekeri arttırabilirsiniz)
1 paket vanilya.

HAZIRLANIŞI:
Un,kabartma tozu ve tuzu bir kasede tel çırpıcı ile karıştırın.
Tereyağını toz şekeri büyükçe bir kasede mikserle çırpın.
Yumurtaları ekleyip kısa bir süre karıştırın.
Yoğurdu ilave edin.
Karıştırmış olduğunuz kuru malzemeleri katıp mikserleyin.
Havuç,elma,kuru üzüm ve cevizi ilave edip,kaşıkla karıştırın.
Yağlanmış büyük boy dikdörtgen borcam'a dökerek üzerini düzelterek yayıp.150 derece ısıtılmış fırında pişirdim. (45 dakikada pişti,ama fırına göre süre değişebilir)
Fırından çıkarınca üzerini yağlı kağıtla örtün.Oda ısısına gelince tepsiyle birlikte buzdolabına kaldırıp,1 gece bekletin. (Kitapta bu keki derin dondurucu da 1 ay bekletebilirsiniz,diye not düşülmüş.)
PEYNİR KREMASI; Labne peyniri ve pudra şekerini mikserle krema kıvamına gelene kadar çırparak kekin üzerine sürdüm.

Kitaptaki tariften notlar:
Tarifte kek 30x40cm.büyüklüğünde yağlı kağıt serili tepside pişirilmiş.
Tarifte ki kreması 200 gr.Labne peyniri + 4 su bardağı pudra şekeriyle çırpılmış.Kek biberon şeklinde katlara ayrılıp,ara katlara peynir kreması sürülmüş.Üzeri şeker hamuruyla kaplanmıştı.(Ben şekeri azaltıp,labneyi çoğalttım.Böyleyken bile üzerine anca yetti)
Yalnız tek anlamadığım şey,içinde ne kakao ne çikolata olmamasına rağmen,kitaptaki kek kakaolu kek görüntüsündeydi.

Yola gideceği için krema kullanmadığım,kremasız havuçlu elmalı üzümlü kekim.Tarif ayni,sadece tereyağı yerine 1 su bardağı sıvıyağı kullanmış,yuvarlak kalıpla kesmiştim.
                               Afiyet olsun.

DİYET  KEK
Üzülerek söyleyim,diyet kek tarifini veremiyorum.Çünkü o gün tamamen biraz ondan biraz bundan diyerek doğaçlama ortaya çıkardığım.Adına da diyet kek dediğim bir kek:) Tamamen göz kararı olunca ölçüde veremiyorum.İçinde şeker yok.Şeker yerine petmez,un yerine biraz tam tahıl unu,biraz nişasta,gülmeyin lütfenn biraz da kepek var,azıcık yağ,biraz süt,biraz kakao filan.aklımda kalanlar bunlar.Üzerlerine de üstteki kekim için hazırladığım peynir kremasından minik bir parçayla süsledim,bittiii:)


Daha önce hazırladığım <<Havuçlu Kek >> ve diğer kek tariflerine de etiketler bölümünden  Kek Muffin ve Browni bölümünü tıklayarak bakabilirsiniz.

18 Şubat 2012

PATATESLİ SOĞANLI KEK - ISPANAKLI KEK



Kırmızı gülMutlu hafta sonu dileklerimle Dost soframda ki Patatesli soğanlı kekin tarifi.
Bu tarifi yıllar önce Hikmet yengem  (eltim) ikindi çayının yanına yapmıştı.Çok beğenerek hemen tarifini almıştım,yıllardır da yaparım..Bu nefiss lezzet için teşekkürler yengecim.Aniden bir misafirim geldiğin de çabucak hazırlanışıyla ve lezzetiyle nefis mi nefiss bu tuzlu kek çeşidini yaparım.Sizlere de tavsiye ediyorum.
MALZEMELER:
4 Orta boy patates
2 Orta boy soğan
1 rer çay kaşığı dolusu; Karabiber,pulbiber
1 Çay kaşığı tuz
Birer tutam maydanoz ve dereotu

HAMUR MALZEMELERİ:
2 Yumurta
1 Su bardağı yoğurt
1 Çay bardağı sıvıyağ veya zeytinyağı
2 Su bardağı un 220 gr.
1 Paket kabartma tozu 10 gr.
1 Tatlı kaşığı dolusu mahlep (bu da benden:)
1 Çay kaşığı tuz
Üzerine serpmek için susam çörekotu.

HAZIRLANIŞI:
Önce bir kabın içine,kabuklarını soyduğunuz patatesleri ve soğanları tavla zarı formunda doğrayın.
Üzerine maydanoz ve dereotunu doğrayın.Baharatları ve yarım çay kaşığı tuz serperek tüm malzemeyi  karştırın.
Ayrı bir kapta Önce sıvı malzemeleri çırpma teliyle çırparak karıştırın.
Sonra elediğiniz kuru malzemeleri ilave ederek,tel çrpıcıyla iyice karıştırın.
Hazırladığınız sebzeli karışımı,hamur karışımının içine dökerek spatula veya tahta kaşıkla tüm malzemeyi karıştırın.
Yağlanmış büyük boy yuvarlak borcama boşaltıp,kaşıkla üzerini düzelterek,susam-çörek otu serpin.
180 derece fırında altı üstü kızarana kadar pişirin.
(Bu sefer çörek otu yoktu serpemedim.) Tatlının dışındaki tüm lezzetleri  taze olsunlar diye ayni gün içinde yapınca,aceleden susamı serpmeyi de unutmuşum,:)Aklıma geldiğinde kek kızarmak üzereydi serptim ama anca görüldüğü kadarı yapıştı:)
Afiyet olsun.
-------------------------------------------------------------------

ISPANAKLI  KEK

Kırmızı gülTuzlu kek tarifi vermişken,bir nefis kek tarifini daha paylaşmak istiyorum.
İnci yemek bloğunun sahibi incimin tarifi.Henüz birbirimizi görmedik tanımıyoruz ama kalbimde yer eden bloger dostlarımın arasın da yerini çoktann aldı.Her zaman iyi ki bloğumu açmışım,lafımdan belki bıktınız,ama yine söyliycem.Çünkü çok güzel bir platformun içinde buldum kendimi.Bloğum sayesinde,arada ki mesafelere rağmen görmeden de kalpten kalbe köprüler kurulduğunu öğrendim.Yanımda ki dostlarıma bloger dostlarım da katıldı:) Ne mutlu bana:)

 Tarifi arkadaşımdan aynen kopyalıyorum.

Malzemeler.
1 Demet ıspanak(2 adet roka demeti kadar )
3 tane yumurta
1/2 çay bardağı süt(ince bel çay bardağı)
100 gr tereyağ(eritilmiş soğutulmuş)
5 yemek kaşığı zeytinyağ
2 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı tuz .
1 çay kaşığı karabiber
1 çay bardağı rendelenmiş kaşar peyniri

Hazırlanması:

Ispanağı yıkadıktan sonra ince ince doğrayın kenarda beklesin.Yumurtaları karıştıracağınız tasa kırın üzerine tuzu ekleyip mikserle iyice çırpın.Daha sonra süt ve yağları karıştırın çırpmaya devam edin.
un'u,kabartma tozunu,karabiberi  ilave edin çırpmaya  devam,ve ıspanakları ekleyip  kaşıkla karıştırın,ıspanaklar fazla geldi diye düşünmeyin ,pişince çöküyorlar.Katı bir yağ ile yağlanmış kek kalıbına dökün.Üzerine rendelenmiş kaşar peynirinni serpin ,doğru fırına.Ben soğuk fırına sürdüm ve  165 derecede pişirdim .Pişip pişmediğini kürdan batırarak kontrol edip fırından aldım.Ilınınca servis edin.
Afiyet Olsun...

Ben de ayni şekilde hazırladım.Sadece kaşar peynirini üzerine değil,kekin içine ilave ettim,azıcık da ceviz ilave ettim.Yalnız tuz bana fazla geldi,1 çay kaşığı sanırım daha iyi olur.(Küçük boy kek kalıbımda pişirdim.) Bu nefiss lezzet için teşekkürler arkadaşım.












FIRINDA İÇLİ KÖFTE BÖREĞİ


Kırmızı gülMutlu hafta sonu dileklerimle Dost sofram da ki istek alan.Fırında içli köfte böreğinin tarifi.
Aslında bu börek yufkaya yağ sürmeden kıymalı malzemeyle sarılıp,bol kızgın yağda kızartılarak yapılıyor.Ama biz kızartmalardan kaçındığımız için.Ben sevalce usulüyle hazırlayarak fırın da kızartıyorum.İçinde bulgur dışında galeta unuyla kaplı olduğundan kuru olmaması için.Yufkaları bolca yağlayıp sarıyorum.Ben zeytinyağıyla yağlıyorum.İsterseniz eritilmiş tereyağı ve zeytinyağı karışımıyla da yağlayabilirsiniz.Bu böreğin tek pek püf noktası,ister fırın da ister yağda kızartın.Sıcak servis yapın.Soğuyunca lezzet kaybına uğruyor.Şimdi aklıma geldi:)) Misafire ikram ediceksek,kızartma yaparak hem evi hem kendimizi kızartma kokutmamak bakımından da iyi fikirmiş:)))
Ayrıca dost masamda ki tüm tariflerimi Gülo anne mutfakta arkadaşımın etkinliğine yolluyor,bol paylaşımlı etkinlikler diliyorum.
MALZEMELER:
3 Adet yufka
250 gr. Kıyma
2 Adet orta boy soğan
3 Yemek kaşığı zeytinyağı
1 (küçük) Çay bardağıyla kısırlık ince bulgur
1 (ayni) Çay bardağıyla kaynamış su
1 çay bardağı ceviz (ister rondo da irili ufaklı çekin,ister bıçakla kıyın.)
5- 6 Dal küçük doğranmış maydanoz
Tuz - karabiber - pul biber
Yufkalara sürmek için Zeytinyağı (sıvıyağ da olur)
BÖREKLERİ BULAMAK İÇİN:
2 Yumurta + 1 yemek kaşığı zeytinyağı +1 çimdik tuz
Galeta unu.
(Ben galeta ununu hiç hazır almıyorum.1 paket etimek veya galeta çubuğunu rondo da un gibi çekerek hazırlıyorum.)

HAZIRLANIŞI:
Önce bulguru 1 çay bardağı kaynamış suyla bir kase de ıslatıp şişmeye bırakın.15 dakika kadar bekletin şişmesi için.
Soğanları yemeklik küçük küçük doğrayıp,zeytinyağı ve kıyma ile birlikte tavaya alıp kavurun. Tuz ve baharatlarla lezzetlendirin.
Cevizleri ve şişen bulguru kavrulan kıymaya ekleyerek tüm malzemeyi karıştırın.
1 Yufkayı tezgaha bütün olarak açın.Üzerine yumurta fırçasıyla bolca zeytinyağı sürün.Hiç kuru yeri kalmasın.Önce + şeklinde sonra artıların ortasından x şeklinde keserek 8 adet üçgen dilimler elde edin.Her üçgen dilimin geniş tarafına 1 rer yemek kaşığı kıymalı harçtan koyarak her 2 yanını ortada birleşecek şekilde  kıvırıp sigara böreği gibi sarın.Tüm yufkaları tek tek bu şekilde hazırlayın.
Yumurtaları yemek tabağında zeytinyağı ve 1 çimdik tuzla çatalla iyice çırpın.Ayrı bir yemek tabağına galeta ununu hazırlayın.
Börekleri birer birer önce yumurtaya sonra galeta ununa bulayarak yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizin.180 derece fırında kızarıncaya kadar pişirin.

Sevalca öneri:) Bu böreği ve tüm börek çeşitlerini boş zamanınız da hazırlayıp.Buzdolabının no frost bölümünde önce şoklayıp.Sonra buzdolabı poşetine dizerek No-frost bölümüne kaldırabilirsiniz.Aniden misafiriniz geldiğin de veya canınız börek istediğinde çıkarıp pişirirsiniz.

Masada ki resmi sanırım flaşsız çekmişim.Pek iyi değil affola.
                                      Afiyet olsun...

17 Şubat 2012

KURU BÖRÜLCE SALATASI, SARIMSAKLI YOĞURTLU BULGUR SALATASI


Kırmızı gül Değerli izleyenlerim ve ziyaretçilerim.Mutlu hafta sonu dileklerimle merhabalar.
İstek üzerine arayı fazla uzatmadan dün yayınladığım Dost soframda ki lezzetlerden salata tariflerimi paylaşmak istiyorum.Bu nefis salataları inşallah yapar ve beğenirsiniz.
Malzemeleri kişi sayınıza göre azaltabilir veya arttırabilirsiniz.
Salata tariflerimi  Gülo anne mutfakta bloğunun sahibi arkadaşımın etkinliğine yolluyor,bol paylaşımlar diliyorum.
MALZEMELER:
2 Su bardağı kuru börülce
2 Adet közlenmiş kırmızı biber
2 Adet kuru soğan
4 - 5 Adet kornişon turşu
Birer tutam maydanoz - dereotu
Tuz
SOSU İÇİN;
3 - 4 Yemek kaşığı zeytinyağı
3 Diş sarımsak
1 Limon suyu

HAZIRLANIŞI:
Börülceleri akşamdan bir kabın içine bol suyla ıslatın.Sabah güzelce yıkayıp suyunu süzerek düdüklü tencerede üzerine 2 parmak çıkana kadar su ve tuzunu ilave edip haşlayın.
Ben 10 dakika haşladım,tam kıvamın da pişti. (Sizin tencerenizin markasına modeline göre süre değişebilir.)
Haşlanan börülceleri süzgeçe dökerek hafifçe soğuk sudan geçirip bir kenara bırakın suyu iyice süzülsün.
Soğanları soyarak ortadan 2 ye kesip yarım ay şeklinde ince kıvamda doğrayın.Biraz tuzla ovarak,salatayı kariştıracağınız kabın içine alın.Kornişon turşuyu ve közlenmiş kırmızı biberleri küp küp,yeşillikleri küçük küçük doğrayın.Suyu süzülen börülceleri de ilave ederek yavaşça karıştırın.
Ayrı bir kase de sarımsakları biraz tuzla dövün.İçine zeytinyağını ve limonun suyunu da ilave ederek çatalla çırpın.Salatanın üzerine gezdirin tuzunu ve ekşisini kontrol edin.(az gelirse biraz daha ilave
edersiniz) Malzemeleri ezmeden karıştırıp servis tabağına alın.Üzerini arzunuza göre süsleyin. Afiyet olsun...


SARIMSAKLI  YOĞURTLU   BULGUR  SALATASI

MALZEMELER:
1,5 Su bardağı kısırlık ince bulgur
1 Su bardağı yoğurt (sulu tarafından)
Yarımşar bağ;Taze soğan,maydanoz,nane,dereotu
3 - 4 Diş sarımsak
4 Su bardağı yoğurt 
1 yemek kaşığı zeytinyağı
Tuz veya tuzot

HAZIRLANIŞI:
Akşamdan bulguru yıkayıp,suyunu süzdürüp büyükçe bir kaseye alın.Üzerine 1 bardak yoğurdu ilave ederek karştırıp üzerini kapakla veya sera streçle örterek buzdolabına kaldırın.
Ertesi günü,Sarımsakları biraz tuz ilavesiyle döverek yoğurtla birlikte tel çırpıcıyla karıştırın.Üzeri için birazını ayırıp buzdolabından çıkardığınız bulgurun üzerine dökün.Tuz ayarını kontrol ederek tuz veya tuzot ilavesiyle lezzetlendirip zeytinyağını da ekleyip kaşıkla karıştırın.Bulgur ve yoğurt birbiriyle karışıncaya kadar iyice karıştırın.(bulgur topakları olmasın)
Yeşillikleri yıkayıp suyu süzülünce,ister sebze kurutucusun da ister havlu peçete arasında kurutarak küçük küçük doğrayın.
Yoğurtladığınız bulgura yeşillikleri de ilave ederek karıştırıp servis tabağına alın.Üzerine ayırdığınız yoğurdu sürüp,arzu ettiğiniz şekilde süsleyin.

Üzerine isterseniz zeytinyağı ve pul biberi çok az kızdırarak da hazırlayabilirsiniz.Aşağıda başka bir zaman da üzerine pul biberli yağ gezdirerek hazırladığım ayni salata.
                                       Afiyet olsun...


DOST SOFRASI


Kırmızı gülHayırlı Cumalar dileklerimle sevgiler selamlar:)
Yaşamımız da dostların yeri öylesine önemli ki.İnsanın sevdiğini ve sevildiğini hissetmesi kadar güzel bir duygu var mıdır? İşte bu masamın etrafında toplananlar da sevdiğim ve sevildiğim eskimeyen dostlardan.Abartmıyorum tam 40 yıllık dostlarımız.Aslında dost değil ailemizin birer parçasılar.Ayten ablam ve Sevim ablam gelini ve torunları.Eşimin hemşerileri.Öz ablam gibi severim.Ayten ablam eşi Hasan ağbiyi kaybedince memlekete yerleşti,Kışları dönüşümlü olarak oğullarının yanında geçiriyor.Şu anda buradaki oğlunun ve adeta bir melek gibi gelininin yanında.Önceki gün de bizde toplandık.Eski günleri yadettik.Rahmetli Hasan ağbiyi babamı annemi andık,onlara dualar okuduk.O gün sohbetler eşliğin de içtiğimiz çaylardan resmen dostluk tütüyordu.Harika bir gündü.

Masamda ki lezzetler gelince.
İçli köfte böreği
Patatesli soğanlı kek
Kuru börülce salatası
Sarımsaklı yoğurtlu bulgur salatası
Labne peynir kremalı,havuçlu elmalı havuçlu üzümlü kek
Minik diyet kekler

                      Sevgiyle dostlukla kalın.


14 Şubat 2012

KALBİMİZDEKİ LEZZET


Kırmızı kalpTüm izleyicilerimin, ziyaretçilerimin sevgi günü kutlu mutlu olsun.Her gününüz sevgiyle dolsun:)
Madem bugün sevgi günü damağımızdaki lezzetten değil, kalbimizdeki lezzetten sevgiden aşktan bahsedelim mi? :)
Önce aşkla başlayalım mı? Size göre aşk nedir? Bana göre;
Kalp atışlarımızın hızlanarak,sevdiğimiz yanımızda değilken bile yüreğimizle birlikte olmaktır.Her baktığımız yerde onu görüyorsak,içimizi titreten adını koyamadığımız,bana noluyor detirten bir duygu yoğunluğu yaşıyorsak adeta bulutların üzerinde uçuyorsak:) İşte aşk böyle bir şey.Aslında anlatması zor yaşamak lazım.
Herkesin bu duyguları bir kere yaşamasını ve yaşadığıyla yaşamını birleştirmesini,ömür boyu mutlu olmasını diliyorum.Bu duyguları yaşamak güzel ama bu heyecanlar yani aşk ömür boyu sürmüyor.Çünkü zaman içinde bu heyecanlar azalarak geçiyor yerini sevgiye bırakıyor.Nerden mi biliyorum? Bende yaşadım bu güzel duyguları.Bu yazıyı yazarken yıllar önceye gittim.Eşimle tanıştığımız o heyecan dolu günlere ve zaman içinde saygıyla sevgiyle geldiğimiz bugünlere.
Tabii bu arada madalyonun arka yüzünü de düşünelim,her şeye pembe gözlükle de bakmayalım.  Arkadaşlıklar da evliliklerde de fikir ayrılıkları,anlaşmazlıklar,tartışmalar da olur elbet.
Hani büyüklerimiz evliliğin tadı tuzu derler ya işte öyle...
Olacak elbet 2 farklı çevrede farklı ailelerde farklı kültürlerde yetişen 2 kişi bir araya gelince bunların olması çok normal.Ama bencillik yapmadan önce saygı arkasından gelen sevgiyle kendimizi sevdiğimizin yerine koyarak düşünüldüğünde aşılamayacak bir şey yoktur.Aşk her şeye kadirdir derler ya işte öyle...
Günümüzde maalesef bazı gençlerimiz aşkı da sevgiyi de bir çok şey gibi çabuk öğütüyor tüketiyorlar.Onun için günümüzde ayrılıklar boşanmalar artıyor.
Oysa yüreğimize aşkla saçılan tohumları saygı güven hoşgörü ben değil biz olma duygularıyla sevgisini sevdiğine hissettirerek yeşertip ulu çınarlara dönüştürebilmek,ömür boyu sürdürebilmek ne güzel.Bence kalıcı ve değerli olan aşk sevgi böyle olandır.Tabii bunlar benim naçizane düşüncelerim.
Sevalce:) Aşk ve sevginin tanımından sonra bugüne gelirsek:) Bugün 14 şubat tüm dünyada kutlanan <<Sevgililer günü>>
Sevenlerin birbirlerine Fiyonklu hediye paketihediyelerle Kırmızı gülgüllerle Doğum günü pastası aşk pastalarıyla sevgilerini ifade ettikleri diğer yönüyle de mağazalarda pazarlarda satışların arttığı ticaretin canlandığı bir gün.Buraya kadar herşey güzel de!!!
Peki bu sevgimizi 1 günle mi sınırlamalıyız? Ya senenin diğer günleri? İşte bu sebeple yılda 1 kutlanan günler bana biraz ters geliyor.Tüm bu hazırlıklar 1 güne özel olmamalı sevgimizi sevdiklerimize sık sık dile getirerek bizim için özel olduklarını her zaman hissettirmeliyiz.
Yılda bir kutlanan bu günlerde,herkes sevdiğinin gününü kutlarken tabii ki bizde sevdiklerimizin bu özel gününü kutluyalım ama senenin kalan 364 gününe de yayalım.1 günle sınırlayıp diğer günler unutmayalım.
Aslında sevenlerin birbirleriyle hediye yarışına girmelerine de gerek yok.Ağırlaşan hayat şartlarında illa hediye almak da şart değil.Tatlı dilimiz güler Gülümsemeyüzümüz en değerli hediyemizdir.
Sevgililer günü olarak kutlanan bu günü ben kendimce sevgi günü olarak yorumluyorum.Çünkü yüreğimizde sadece 1 sevgi taşımıyoruz ki? Dr.lar kalbimizin yumruğumuz büyüklüğünde olduğunu söylüyorlar ama içine öyle büyük sevgiler sığdırıyoruz ki..
En başta ALLAH (cc) sevgisi.Ana baba kardeş sevgisi.Hayat arkadaşımızın can yoldaşımızın sevgisi.Evlat sevgisi.Arkadaş, dost sevgisi.Tabiat doğa sevgisi,hayvan sevgisi,özetlersek içinde tüm sevdiklerimizin olduğu yaşam sevgisi.
En yüce duygu sevmek sevilmek.Ama hayatın sadece bazı günleri değil,her anı kutlanmaya değerdir.Her günümüzün sevgi günü güzelliğinde,sevgi dolu geçmesi dileklerimle.
 Sevgiyle kalın.Kırmızı kalp





11 Şubat 2012

PORTAKAL KABUKLARINI ATMAYIN


Kırmızı gülSevgili izleyenlerim,ziyaretçilerim hiç bir şeyi israf etmiyoruz değil mi? Öyleyse yediğimiz portakalların kabuklarını da atmayalım:)
Son günler de portakallı tarifler yayınlamaya başlayınca.Portakalla igili Sevalce saklama şeklini de sizlerle paylaşmak istiyorum.Tabii ki sizlerin de portakal kabuklarını saklama şekliniz vardır.Ama isterseniz bir de benim metodumu okuyun ve deneyin.Memnun kalacağınızı garanti ediyorum:)
Garanti belgesi: ''Lezzetyagmuru''  Seval:)))
Ayrıca bu tarifimi ''Hayattan azıcık'' bloğunun sahibi arkadaşımızın Ben buldum etkinliğine yolluyor,bol paylaşımlar diliyorum.

Elma portakal  limon diğer narenciye'ler benzer meyveler hatta bazı sebzeler.Bekleme ve nakliye süresinde zarar görmemesi,buruşma ve su kaybının önlenmesi,bir çok mikroorganizmaya karşı korunması,uzun süre çürümeden ve tazeliğini kaybetmeden saklanması için parafin mumla kaplanarak korunduğunu fakat  bu işlemin sağlığımıza verdiği zararı da biliyoruz.Mumlanmadan önce altta kalan mikrop ve kirlerinden,mumlarından arındırmak için.Uzmanlar bu tür meyve ve sebzelerin kabuklarını  fırçalayarak yıkamamızı öneriyorlar.Bunları duyduktan sonra bize de küçük bir mutfak fırçası edinmek şart oluyor.

Onun için;İlk işlem olarak,portakalları küçük bir mutfak fırçasıyla fırçalayarak yıkıyor ve kuruluyoruz.

Ben önceleri portakal kabuklarını,önce uzun uzun keserek.sonra da tavla zarından küçük parçalar halinde keserek tek kullanımlık olarak sera streçe sarıp,bazen de buzdolabı poşetine doldurup buzluğa kaldırıyordum.Bu yöntem de güzel ama el oyalıyordu.

Sonraları rondo da çekerek dondurarak saklama fikri aklıma düştü ve fikrimi uyguladım.Sonuç olarak denemelerim içinde uzun süre dayanan  en kullanışlı şeklini bulmuş oldum.

MALZEME de sınır ölçü yok.Ama ben fikir olması açısından önceki gün hazırladığımı yazıcam.
12 portakalın kabuğu + 2 portakal + 1 su bardağı toz şeker.

Her portakal yediğimiz de kabuklarını kapaklı bir kapta veya buzdolabı poşetin de biriktiriyorum.
Biriktirme süresin de kabukları mutlaka buzdolabında bekletiyorum.Çünkü oda sıcaklığında yumuşayarak minik küflenmeler oluyor.Tecrübeyle sabitlenmiştir:)

HAZIRLANIŞI; Tüm malzemeleri biraz portakal kabuğu,biraz doğranmış portakal,biraz şeker karışımıyla parti parti rondoda çekiyorum.
Çektiklerimi çukur bir kapta biriktirerek karıştırıp,orta boy uzun borcama yaydım.Kesmeden buzluğa konursa,donduktan sonra kesme işlemi zor olacağı için.
Bıçakla kibrit kutusu büyüklüğün de karelere keserek  buzdolabının No frost bölümün de şok'luyorum.
Sonra donan parçaları ayırıp buzdolabı poşetine doldurarak,buzdolabının No frost bölümüne kaldırıyorum.
(Ben çok sevdiğim için bir kek harcına 2 şer parça kullanıyorum.Siz arzunuza göre kullanın.)
Böylece  her zaman,portakallı lezzetler hazırlıyorum.(Resimlerin üzerilerini tıklayıp,büyülterek bakabilirsiniz)










7 Şubat 2012

PORTAKALLI ÇİKOLATALI KEK


Kırmızı gülTüm izleyicilerim,ziyaretçilerim,her birinize ayrı ayrı sevgiler,selamlar:) Keyif çayınızın yanına çabucak hazırlanan nefis mi nefis bir kek ister'misiniz? 
Pişerken yaydığı mis gibi kokularla iştah kabartan,lezzetiyle damak çatlatan,görünümüyle gözlere şenlik bir lezzet:)
Ayrıca tarifimi Tombul Tarifler  blog'unun sahibi arkadaşımın etkinliğine yolluyor,bol paylaşımlar diliyorum.

MALZEMELER:

2 Yumurta
140 gr. 1 Su bardağından 1 parmak eksik. toz şeker 
16o gr. 1 Su bardağı + yarım su bardağından 1 parmak eksik un 
1 Paket kabartma tozu
1 Paket vanilya
1/2 Su bardağı süt
50 gr. Tereyağı
2 Portakal kabuğu rendesi
35 gr. bitter çikolata rendesi


HAZIRLANIŞI:
Önce yumurta ve toz şekeri yoğunlaşıncaya kadar mikserleyin.
İçine un,kabartma tozu ve vanilyayı eleyerek karıştırın.
Yağı eritip süt ile birlikte ilave ederek tekrar çırpın.
En son rendelediğiniz portakal kabuğu ve çikolatayı ekleyerek karıştırın.
Yağladığınız 24 x 10 boyutun da baton kalıba dökün.
5 dakika önceden ısıttığınız 180 derece fırında pişirin.

                                            Afiyet olsun.

3 Şubat 2012


Kırmızı gülTüm izleyicilerime ve ziyaretçilerime,hayırlı cumalar diliyor.Mevlid Kandilimizi kutluyorum.
Mevlid Kandili,yerlere ve göklere nur saçan Peygamberler serveri Hazreti Muhammed (S.A.V.) Efendimiz'in dünyaya teşrif ettiği,nurun oluk oluk aktığı,ilahi rahmetin sağnak sağnak yağdığı,apaydın pırıl pırıl,ışıl ışıl tarihi bir gecedir.
Mevlid Kandili insanlığın fikir semalarını kaplıyan küfür ve cehalet bulutlarının parçalandığı en şerefli gündür.
Rasulü Ekrem (S.A.V.) Efendimiz Rebi'ül-Evvel'in 12.Pazartesi gecesi tan yerinin ağarmaya başladığı bir zaman da dünyaya gelmiş,gün doğmadan,risalet güneşi doğmuş,cihan Nur-u Muhammedi ile dolmuş,çöllerin ortasından fışkıran bir Nur ile alem başka bir alem olmuştur.Mekke-i Mükerreme de meydana gelen bu mutlu doğum,ilahi rahmetin bütün insanlık alemini kuşatmak üzere bulunduğunu müjdelemiştir.
Kur-an-ı Kerim de Cenab-ı Hakk'ın:
''Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik.''Buyurması bunu ifade etmektedir.
Bir rivayete göre;Hazreti Amine Validemiz,Rasulü Ekrem'in dünyaya gelişini şöyle anlatmış:
Gebeliğimin 6 .ayında bir gece karşıma bir adam çıkıp dedi ki:-Ya Amine;Bil ki,sen alemlerin hayrına hamilesin!Doğumdan sonra ismini Muhammed koy ve halini hiç kimseye açma!
Artık doğum zamanı gelmişti ve kayın babam Abdülmuttalib Kabeyi tavafa gitmişti.Ben evde yapayalnızdım.Birden kulağıma müthiş bir ses geldi.Korkudan eriyecek gibi oldum.Bir de ne göreyim;Bir beyaz kuş yanıma geldi ve kanadıyla arkamı sıvazladı.Bende korku,kaygı adına hiç bir şey kalmadı.Yanıma bir göz attım.Bana bir ak kase içinde şerbet sunuyorlar.İçtim,içer içmez beni bir nur sardı.
Ve Muhammed dünyaya geldi.Baktım her birinin boyu hurma ağacı yüksekliğinde kadınlar etrafımda dolanıyorlardı.Ya Rab! Bunlar kim diye sordum.
(Bazı rivayetlerde,ALLAH (cc) Rasulünün doğumunda Amine Hatun'un gözlerinden perdenin kaldırıldığı doğu ve batı arası her şeyin gösterildiği kaydedilir)
Amine Hatun:Gördüm ki doğuda bir bayrak,batıda bir bayrak ve Kabe'nin üstünde bir bayrak...Doğum tamamlanmıştı.Hemen bir ak bulut inip yavruyu kundakladı ve gözlerini sildi.Bir ses işittim .''Doğuları ve batıları dolaştırın,deryaları gezdirin,ta ki mahluklar,Muhammedi ismiyle,sıfatıyle,suretiyle tanısınlar.''
Biraz sonra da bulut kalkıp gitti. Peygamber Efendimiz doğar doğmaz, Rıdvan (Cennetin hazinedarı) gelip kulağına şöyle mırıldandı:Müjdeler olsun sana ey ALLAH'ın Rasulü hiç bir Nebi'nin sana verilmedik ilmi kalmamıştır!Sen bütün Nebi'lerin ilminde en üstünü,kalb yönünden de metini ve cesurusun.
Rivayete göre,ALLAH Rasulü,pazartesi günü doğdu.Pazartesi günü Nebi'liğe erdi.Pazartesi günü hicret etti ve pazartesi günü medineye girdi.
Rivayete göre:Rasulü Ekrem Efendimiz Pazartesi günleri oruç tutmaya çalışırdı.Pazartesi niçin oruç tutuyorsunuz?Sorusuna:''O günde doğdum ve bana o günde peygamberlik verildi''cevabında bulunduğu için.Pazartesi günleri oruç tutmak sevaptır.
Peygamberimizin düşmanı olan amcası Ebu Leheb doğum müjdesini alınca amca olmanın sevinciyle bir cariyesini azat etti.Ölümünden sonra rüyasında görüp halin nasıl diye sorulunca.''Cehennemdeyim demiş,ama Pazartesi günleri o hareketinden dolayı azabının hafifletildiğini dile getirmiş.''
Bu sebeple,Mevlid-i Nebevi yalnız müslümanlarca değil,bütün insanlık alemince kutlanmaya değer mutlu bir doğumdur.
Onun için bir mümin bu güne hürmet gösterip,kainatın fahri aşkına sofrasını ve kesesini açacak olursa.Hak Teala tarafından her türlü lütuf ve keremlere nail olur.ALLAH (cc) Rasulünün doğduğu ayda ziyafetler vermek,fakirleri her türlü iyilik ve sadakalarla sevindirmek ve mevlid okutmak.O yıl içinde beladan emin ve muradına nail olduğu bildirilmektedir.
Dualarımız kabul,kandilimiz kutlu olsun.Bu gecenin fevzi bereketi üzerimize olsun.Amin...





1 Şubat 2012

GLAZÜR'LÜ MUFFİN


Kırmızı gülAdeta bembeyaz örtüyle kaplanmış kar'lı bir günden sevgiler selamlar:)
Kar tam erimeye başlarken,dün akşam yeniden olanca güzelliğiyle geri geldi.RABBİM evsiz barksızların yardımcısı olsun. Tabii bizler de gücümüz yettiğince tüm canlılar için,kulluk insanlık görevlerimizi yapmaya çalışıcaz.
Bilim adamları küresel ısınmanın bittiğini açıklarken,mini buzul çağının da başladığını boşuna söylemiyorlar demek ki.Bu kış tüm yurt genelinde yoğun kar yağışları ve müthiş soğuk var.
Bu arada kar manzaralarını seyrederken demlenen ikindi çaylarının yanına atıştırmalık bir şeyler olsa mı? acaba diyorum:) Olsa diyenler.
Gelinimle beraber yazın hazırladığımız,arşivimde yayınlanmayı bekleyen glazürlü muffın'lere bir göz atın derim:)

MALZEMELER:
2 Yumurta
1 Su bardağı toz şeker (1 parmak eksik)
50 gr.Tereyağı
1/2 Su bardağı süt
2 Su bardağı un
1Çay kaşığı kabartma tozu
1 Paket vanilya
1 Limon kabuğu rendesi
GLAZÜR:
1 Yumurta akı
1 Çay kaşığı limon suyu
1 dl. Pudra şekeri

HAZIRLANIŞI:
Önce şeker ve yumurtayı yoğunlaşıncaya kadar çırpın.
Tavada tereyağını eritirken üzerine sütü de ekleyip kaynama noktasında ocağı söndürün.
Çırptığınız yumurtalı harca limon kabuğunu ekleyip,sütlü karışımı azar azar ilave ederek mikserlemeye devam edin.
Sonra elediğiniz kuru malzemeleri de ilave ederek mikserlemeye devam edin.Bu harç fazla koyu olmuyor.
Çırptığınız bu harcı mufffın kalıplarına akıtarak paylaştırın.Ön ısıtma yaptığınız 210 derecede 18 - 20 dakika pişirin.(Saat ayarı fırına göre değişebilir)
Muffın'ler pişince fırından çıkarın ki fırının sıcaklığıyla kurumasınlar.Tamamen soğuyunca glazürü hazırlayıp,bıçakla muffın'lerin üzerlerine sürün.
Bu malzemelerle 8 adet muffın oldu.Hazırladığımız glazür'le 6 adet muffın kapladık. 2 muffın kaldı,birini görüyorsunuz.Diğeri anında kalite kontrole gitti:))

GLAZÜ'RÜN HAZIRLANIŞI;Önce yumurta akını yoğunlaşıncaya kadar çırpın.şeker ve limon suyunu ilave ederek tekrar çırpın.
Biz 3 ayrı kaseye paylaştırıp,birini sade bıraktık.Diğer 2 kaseye evdeki gıda boyalarından çok az minicik ekleyerek karıştırdık.Bıçakla mufinlerin üzerine sürdük,üzerlerine de renkli süslemeler serptik.
NOT:Glazür yerine üzerlerine çikolatalı sos,marmelat nutella,şokella da sürebilirsiz.Tabii sade de yiyebilirsiniz.Tercih sizlerin:)

                                       Afiyet olsun...